20 Temmuz 2009 Pazartesi

Gezegen, yıldız, galaksi, quasar, karanlık madde....bzttttdrllsp...error

Geçen gün National Geographic Tv'de "Evrenin ucuna yolculuk" adlı belgeseli izledim. Daha önceden Hesionka bahsetmişti, bir türlü yakalıyamıyordum, bu sefer de yarısından izlemeye başladım. Daha 2. dakikada "Ben yarın işe gitmeyeceğim, herşey anlamını yitirdi" demeye başladım.

Bunun sebebi ise, daha önce birçok kez aklıma gelen, evrendeki yerimiz, ne kadar da zavallı ve küçük olduğumuz, karanlık madde, varoluş sebebimiz v.s yi sorgulayan beynimi görsel olarak bombalayan ve herşeyi daha bir açık gösteren bu belgesel oldu.

Belgesel bizim güneş sistemimizden başlayarak ve adım adım uzaklaşarak evrenin bilinen(tahmin edilen) ucuna sizi seyahat ettiriyor. Bunu yaparken de muhteşem görseller ile süsledikleri bilgileri veriyor. İnsanlı Mars seyahati bile ne kadar zor gözükürken ve bildiğim kadarıyla en az 6 ay süreceği farzedilirken, en hızlı uzay aracı ile bile ulaşılması 5 milyar yıldan fazla sürecek olan yerler olduğunu bilmek, kafayı o anda sıyırtmanıza sebep oluyor.

Belgeselde verilen en enteresan bilgilerden biri de, evrende uzaklaştıkça geçmişe gittiğimiz oldu, yani birçok kişinin bildiği üzere, bir cisim evrende bizden ne kadar uzaksa, onun o kadar eski suretini yani ışığını görüyor oluyoruz. Gökyüzünde gördüğümüz yıldızların birçoğu çoktan yok olmuş olabilir. Ama ışıkları bize yıllar sonra geliyor. Bu zaten ne zaman aklıma gelse beynim bir süre düşünüp stop ediyor. Sonra gündelik yaşama geri dönüyor, akşam gidiyim de eve yemek yiyim, uyuyim filanı düşünmeye başlıyor.

Belgeselde evrenin boş olan kısımlarını dolduran karanlık maddeden de bahsetti. Hala tam olarak ne olduğu açıklanamıyor ama varlığı biliniyor. Tanrı inancına benzettim bunu.

Bunun yanında öyle şeylerden bahsediyorki, mesela quasarlar. Quasarlar aklın sınırlarını iyice zorlayan tipte oluşumlar. Radyo dalga teleskopları keşfedildiğinde, astronomlar bunu kullanarak super nova kalıntıları, yıldızların doğduğu bölgeler veya uzak galaksiler keşfettiler. Fakat bazı bölgelerde, radyo dalgalarına rağmen görünürde yıldız benzeri bir cisimden başka birşey gözükmüyordu. Bu cisimlere "qausi-stellar radio sources" kısaca "quasar" adı verildi. Sonradan anlaşıldı ki bunlar bizim galaksimizdeki yıldızlar olamaz, çok çok uzaktalar, görebildiğimiz en uzak galaksiden bile uzaktalar. Bu objelerin çok ama çok uzaktaki galaksilerin ortasındaki parlak bir nokta olduğu farzedildi ki bu nokta da o galaksinin ortasında bir super massive black hole olduğuna işaretti.

Bu karadeliklerin kütlesi milyarlarca güneş kütlesi kadardır. DZZZTTTTTT. mola veriyoruz, kafayı yemeye başladık değil mi şimdiden. Böyle şeyler var, şu anda orada veya milyarlarca yıl önce kaybolmuş gitmiş. Bizim büyüklüğümüz ne?Ortalama 1.70cm hahahahahhzbzbtsssss.
Herneyse konu dağılmasın sonra deliririz hepberaber.

Quasarların oluşması yaklaşık olarak 1 milyar yıl sürüyormuş, sadece tahmin tabi ne bilicen o kadar uzaktaki cismin oluşum sürecini. Bilindiği kadarı ile bu ortadaki akla hayale sığmayacak büyüklükteki kara delik, çevresindeki herşeyi yutuyor, yutuyor da nereye gidiyor?Onu da düşünürsek artık iflah olamayacağız. Bu yutma sürecindeki oluşan ışıma ise inanılmaz boyutlarda, ki biz milyarlarca yılda ulaşılamayacak olan bu quasarların ışığını görebiliyoruz.

Belgeseldeki bir söz durumumuzu çok iyi özetliyor, "Dünya şu anda yok olsa, evrende kimsenin haberi olmaz, farketmez bile". Evrenle karşılaştırıldığında, mikroskopla baktığımız mikroplardan bile milyonlarca belki milyarlarca kat daha küçüğüz, o oranı bile kuramıyorum kafamda. Ama biz hala kıskançlık, kendini beğenmişlik, dünya bizim etrafımızda dönüyor gibi davranışlara devam edelim, birbirimizle savaşalım.

Aklımda kaldığınca anlatmaya çalıştım ama teknik konularda yanlışım varsa düzeltirsiniz. Belgeseli mutlaka bulun ve izleyin. Kafayı yiyin, sonra boşver abi ben Muse'un şarkısı olan Super massive black hole'u dinleyeyim diyerek normal yaşama dönün.

2 yorum:

[Reply] JAMES WHITE dedi ki...

Bu türden belgesller insanın kafasını karıştırıyo.Daha doğrusu ufkunu açıyor ve bir çok şey anlamını yitiriyor gerçektende. Ama TV yi kapatınca yine geçim sıkıntısı, gibi gündelik olaylara geri dönüyoruz malesef.

[Reply] Aphraell dedi ki...

zzzztt zzzzttt error xD

Tam bulup izleyip kafayı yemelik bi belgeselmiş ama buliim de izliim. kafayı yiyim :D

Yorum Gönder

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...